Ekonomi Haberleri

Politika Faizi Nedir? Artarsa veya Düşerse Ne Olur?

Faiz, borçlanma açısından parayı belirli bir süre elinde bulundurmanın bedelidir. Bir başka deyişle; bir borç anlaşmasının satışı sonucunda elde edilen gelir oranıdır. Birçok faiz türü bulunurken, gerek dolaylı gerekse direkt olarak bunları etkileyen politika faizi nedir, ne işe yarar biraz inceleyelim.

Politika faizi, merkez bankasının resmi tabela faizidir. Bir hafta vadeli repo ihale faizi olarak da bilinir. Ekonomiyi büyük ölçüde etkileyen bu faiz, enflasyon ve döviz kurları üzerinde doğrudan kendini belli eder. Dolayısıyla büyük tartışmaları da beraberinde getirir.

Politika faiz nedir detaylarıyla ve örnekleriyle anlattığımız videomuzu izleyebilirsiniz. Ardından politika faizi düşerse ne olur, artarsa neler yaşanır sorularının cevaplarına göz atabiliriz:

Politika Faizi Nedir?

Politika faizi, merkez bankalarının istediği likiditeyi sağlamak amacıyla belirlediği orandır. Bu oran üzerinden bankalara kredi verir. Çünkü merkez bankası doğrudan konut, taşıt ve tüketici kredilerinin faiz oranlarını belirleyemez. Ancak bunları dolaylı bir şekilde etkileyebilir.

Merkez bankası politika faizinde değişiklik yaparak, bankaların para yaratma sürecini yani kredi maliyetlerini etkiler. Bu şekilde insanlar borç almaya istekli veya isteksiz olurlar. Sonucunda da para arzı kontrol edilmiş olunur.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ülkemizde politika faizini belirleyen tek kurumdur. Bankaların repo taleplerine politika faizi doğrultusunda cevap verir. Bankalar da repo yapmak için ellerindeki bonoları ve tahvilleri teminat gösterirler. Bu şekilde TCMB’den para temin ederler.

Bir Hafta Vadeli Repo İhale Faizi
Kaynak: TCMB

Bir başka deyişle siz bankadan bir kredi çekmek istediğiniz zaman, banka da merkez bankasından kredi çeker. Politika faizi de bankanın çektiği kredinin faizini oluştururken, siz de bankaya bir faiz ödemiş olursunuz.

Politika faizi merkez bankasının elindeki en güçlü silahtır. Elbette tek araç değildir, ancak piyasaları etkileyen en önemli gündem maddesi olduğu için herkesçe takip edilir. Her yılın sonuna bir sonraki yılın toplantı tarifleri açıklanır. Aylık bazda gerçekleşen toplantılardan birkaç gün sonra da tutanakları yayımlanır ve oranlar resmileşir.

Politika faizine ilişkin kararlar, ülkemizde Para Politikası Kurulu (PPK) tarafından alınır. Amerika’da ise Federal Açık Piyasa Komitesi yani FOMC tarafından alınıyor. Bu kurul ve komiteler, enflasyon beklentilerini, döviz kuru gelişmelerini, maliye politikası göstergelerini, toplam arz-talep dengesini, kamu ve özel sektör fiyat davranışlarını ele alarak politika faizini belirlerler.

Politika Faizi Artarsa Ne Olur?

Politika faizinin artması, bankanın daha yüksek bir faizle borçlanması anlamına gelir. Bu şekilde borçlanma isteğinin azaltılması amaçlanır. Bir başka deyişle talebin arzı geçmeye başladığı dönemlerde faizlerde artışa gidilebilir. Politika faizinin artırılması genişletici para politikası olarak da anılır.

Politika faizinin artması sonucunda kredi ve mevduat faizleri de artar. Bankalar yüksek faiz ortamında borçlanmak istemeyecekleri için merkez bankasından alacakları fonu düşük tutarlar. Dolayısıyla siz de bankadan kredi çekmek istediğinizde ya çok yüksek faize maruz kalırsınız ya da çeşitli engellerle karşılaşarak ret cevabı alırsınız.

Aşağıdaki infografikte ABD merkez bankası Federal Rezerv’in işsizlik ve resesyon problemi neticesinde faiz artırım çözümünü uygulamasıyla gerçekleşmesi beklenen gelişmeleri takip edebilirsiniz:

Genişletici Para Politikası

Basit olarak merkez bankasının faiz artırım veya indirim kararı alması, tamamen arz – talep ilişkisine bağlı olarak değişir. Yani ülke ekonomisinde paranın azaldığı ve talebin arttığı bir durum söz konusuyla faizler yükselir.

Bu duruma farklı bir açıdan göz atalım: Eğer bir merkez bankası faiz artırım kararı alıyorsa o ekonomide enflasyonun yüksek olduğu, risklerin yükseldiği ve likiditenin yani para arzının çok da iyi olmadığı anlaşılır.

Faiz artırımının vatandaşın cebine etkisi ise şu şekilde açıklanabilir: Bir ülkede enflasyon yükseliyorsa merkez bankasının faiz oranlarını artırması beklenir. Bu beklentiler oluştuğu zaman vatandaşlarda iki eğilim gözlemlenir. Bunlardan birincisi, faiz yükselmeden düşük bir oranla borçlanmakken, ikincisi enflasyonun daha da yükseleceği beklentisiyle malı bugünden daha düşük bir fiyattan satın alma eğilimidir.

Politika Faizi Düşerse Ne Olur?

Bir ekonomide paranın bollaştığı ve talep edenin de arz kadar fazla olmadığı durumlarda faiz düşecektir. Benzer şekilde bir merkez bankasının faiz indirim kararı alması, talebi artırarak bollaşan likiditeyi dengelemek istediği anlamına gelir. Politika faizinin indirilmesi, daraltıcı para politikası olarak anılır.

Aşağıdaki infografikte ABD’de enflasyon yükselmesine karşı FED’in faiz indirim kararı almasının yani daraltıcı para politikası uygulamasının sonuçlarını takip edebilirsiniz.

Daraltıcı Para Politikası

Faizlerin indirilmesiyle kredi faizleri düşer, vatandaş daha rahat borçlanır, daha fazla harcama yapar, yatırımlar ve istihdam artar. Dolayısıyla ekonomi büyür. Ancak bunun sonucunda talep enflasyonu da artmaya başlar. Bu durumu ülkemizde sıklıkla “enflasyonla büyüme” olarak duyuyoruz.

Ülkemizde faiz indirimi ve enflasyon artışı konusunda yaşanan çelişki de burada ortaya çıkıyor. Normal ekonomi dinamiklerine göre; enflasyon beklentileri düşmeden politika faizi düştüğü zaman, piyasada faizler düşmüyor. Çünkü piyasa faizleri belirlenirken, sadece merkez bankasının belirlediği politika faizi etkili olmuyor.

Enflasyonist beklentiler ve ileriye yönelik riskler de piyasa faizinde etkili oluyor. Dolayısıyla merkez bankasının politika faizini indirmesiyle orta ve uzun vadede enflasyonist beklentiler nedeniyle piyasa faizleri artmaya devam ediyor.

Konuya teorik olarak baktığımızda politika faizi düşerse;

  • Tasarruf miktarı azalır,
  • Kredi miktarı artar,
  • Borsa olumlu etkilenir,
  • Dolar yükselir,
  • Ticaret hacmi artar.
  • Yerel para birimi cazibesini yitirir.

Politika Faizi Döviz Kurlarını Nasıl Etkiler?

Basitçe bu durum, paranın değerini doğrudan etkiler. Faiz oranlarının düşürülmesiyle para arzı artar. Dolayısıyla paranın bollaşması sonucunda yerel para değer kaybeder. Faiz arttığında ise para arzı azalır ve sonucunda yerel para değer kazanır.

Bu durumu şu şekilde de ifade edebiliriz. Bir ülkenin merkez bankası faiz artırımına gittiği zaman, ülkenin parasına yatırımcı ilgisi artar. Çünkü yerel para diğer dövizlere göre daha fazla faiz geliri sunar. Dolayısıyla hem yerli hem de yabancı yatırımcı yerel para birimine geçer. Dolayısıyla yerel paraya talebin artması, değerinin yükselmesini sağlar.

Merkez bankası faiz indirdiğinde ise yatırımcılar faizin daha yüksek olduğu dövizleri, yerel para birimine tercih etmeye başlar. Dolayısıyla yerel para, diğer dövizler karşısında güç kaybeder.

Son olarak politika faizi konusunda örnekler verelim. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 19 Kasım 2020 tarihinde Naci Ağbal başkanlığındaki ilk Para Politikası Kurulu toplantısında 475 baz puanlık faiz artırımı açıklamıştı.

Naci Ağbal 475 Baz Puan Faiz Artırımı
Kaynak: Paratic Piyasalar

Bu kararla politika faizi yüzde 10,25 seviyesinden yüzde 15’e yükseltildi. Karar öncesinde 8,5 lira zirvesine kadar yükselen dolar kuru, kararla birlikte 7,50 liraya kadar indi. Piyasa beklentisiyle birlikte başlayan düşüş eğilimi, Şubat 2021’e kadar devam etti.

Naci Ağbal Faiz Artırımı Uzun Vadeli Etki
Kaynak: Paratic Piyasalar

Bu toplantının en önemli yanlarından birisi de politika faizinin belirlenme şekli oldu. Bu toplantıda tüm fonlamanın, temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar verildi. Faiz yönetiminde sadeleşme olarak tanımlanan bu karar ile faiz koridoru yerine fonlama politika faizi üzerinden yapılmaya başlandı.

TCMB tarihinden bir faiz indirimi örneğine de göz atalım. TCMB 21 Ekim 2021 tarihli Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki PPK toplantısında piyasa beklentisinin aksine sürpriz bir şekilde 200 baz puanlık faiz indirimi kararı alınmıştı.

Şahap Kavcıoğlu Faiz İndirim Kararı
Kaynak: Paratic Piyasalar

Politika faizi yüzde 18’den yüzde 16’ya indirilmişti. Piyasa beklentilerinde ise 100 baz puanlık bir indirim yapılabileceği konuşuluyordu. Bu kararın ardından dolar kuru 9,50 sınırına kadar yükselerek tüm zamanların zirvesini kaydetti. Hatta bu kararla başlayan yükseliş eğilimi, uzun vadede dolar kurunu 18,40 lira zirvesine kadar taşıdı.

Şahap Kavcıoğlu Faiz İndirimi Uzun Vadeli Etki
Kaynak: Paratic Piyasalar

Özetlemek gerekirse; politika faizlerinde yapılan değişiklikler, piyasadaki oyuncuların borç alma ve borç verme maliyetlerini değiştirir. Hem bankaların uyguladığı faizleri hem de tahvil, hisse senedi gibi varlıkların değerini etkiler.

Faizler, bireylerin ve kurumların kaynaklarını tasarrufa ya da harcamaya yöneltmesinde belirleyicidir. Faizin düşük olduğu bir ortamda tasarruf üzerinden elde edilecek gelir de düşük olacağı için harcama eğilimleri artacaktır. Faizin yüksek olduğu dönemde ise yatırımlardan elde edilecek gelir artacak ve harcamalar azalacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

X